Şu Şefkat Bey gerçekten merhametli bir adam..
Hani karısının adı Sevgi olan...
Banka otururken, muhabbet sırasında benim 'sevgiye ihtiyacım var' deyip, canımı zor kurtardığım adam..
Sonradan bilmediğimi, bir kastın olmadığını söyleyip barıştığımız muhterem...
Öğlene doğru sitedeki parka gittim..
Hayriye Teyze oturuyordu...Gözleri kızarık, sulu suluydu. Elindeki peçeteyle kuruluyordu gözlerini..
Çok acı çekiyordu. Belliydi...
Yanına oturdum...Uzunca bir süre konuşmadı...Ben de cesaret edip, sesimi çıkaramadım..
Karşı banklardan birinde Şefkat Bey oturmuş, bizi izliyordu...
'Bir cigara ver' .'yak ta ver,ellerim titriyor' dedi..
Sigaradan bir kaç nefes çekti...Derin bir ah çekti. Başladı anlatmaya..
'Ankara'ya yetmişli yıllarda geldik. Çocuklarım küçük, kocam demir yolcu...Saime Kadında bir gecekonduya yerleştik..Eve peyderpey bir şeyler almaya başladık..Yoksulluk çok, ama mutluyduk...
Üç yıl sonra kocamı kanserden kaybettik. Kimse sahip çıkmadı akrabalardan.. Konu komşu kol kanat oldu bize...Ben evlere temizliğe gitmeye başladım...Bu arada çocuklar başarılı şekilde okuyorlardı..Yıllar geçti..Büyük oğlum mühendis, küçüğü de maliyeci oldu'dedi...
Sigarayı söndürdü. evinden getirdiği sudan bir kaç yudum aldı..
Bana yaşlı gözlerle bakarak, 'Bana bir cigara daha verir misin 'dedi. Yaktım bir sigara daha, bir de kendime..
Gözleri uzaklara daldı. Bir süre sessiz kaldı yine...
Çok yaralıydı ve endişeli olduğunu hissediyordum.
'Evlendi çocuklar...Önce çok iyiydik..Sonra, gelinler istemedi beni' diyerek konuşmasını sürdürmeye başladı.
'Bu evi tuttular bana,gelip her ihtiyacımı görüyordu çocuklarım. Ama son iki aydır hiç uğramadılar, hiç sormadılar..Evde hiç bir şeyim kalmadı. Karnımın açlığını bile unutuyorum, sıkıntıdan'dedi...
Ben de inceden ağlamaya başlamıştım...Yüreğimin üstüne bir şey oturmuştu, soluk alamıyordum...
Biz konuşurken Şefkat Bey dinliyordu.. Komşuyduk. Bir mahsur görmemişti Hayriye Teyze..
Evine gitti ve alelacele döndü Şefkat. Elinde kağıt kalem vardı..
Yanımıza oturdu..
'Hayriye Teyze, bak Ergun Bey ve ben de oğlun sayılırız. Şimdi senin ihtiyaçlarını temin ederiz' dedi. Benden de çok emin olduğunu anlamak zor değildi..
'Teyzenin itirazlarına kulak asmadan, ihtiyaçlar belirlendi'
Marketin yolunu tuttuk..
Epey bir şeyler yüklendik.
Bölüştük hesabı..Çıktık..
Yandaki pideciden bir de pide yaptırdı Şefkat..'Gazozu çok sever'dedim. Bir şişe de gazoz aldık..
Döndüğümüzde aynı yerinde oturuyordu...
Verdiğimiz pideyi nasıl yedi ağlayarak, can dayanmaz..Hele o çok sevdiği gazozu yudumlarken çıkardığı oh sesi, sanki unutturmuştu olup bitenleri...
Eşyalarını yerleştirdik... Mutluydu...
Çıkarken evden, siz de benim oğullarım sayılırsınız dedi İkimizi de kucakladı..Öptü...
Kapıya çıktığımda Hayriye Teyzenin acı dolu göz yaşları hala yanağımda duruyordu...
4 Mart 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder