Bilgisayara bakıyordum
Şarıl şarıl su sesi geldi..Banyoya koştum.. Bembeyaz köpükler içinde kalmıştı..Tavandan sürekli yeni üretilenler sırayla atlıyorlardı. Birbirleriyle yarışıyorlardı sanki..Ergun'u ben kapacam diye..
Hemen yukarı daireye koşuyorum. Üçüncü ve kuvvetli zil sesinden sonra, kapı yavaşça aralanıyor.
Hakim Bey'in kafası görünüyor. Kızgın, ve neden düzenimi, işimi bozuyorsun, yarım kaldım der gibi bakıyor yüzüme...
Durumu anlatıyorum..
Kızgınlığı geçiyor.. Özür diliyor, hemen ev sahibini arayacağını söylüyor...
Olur, genç adam, günlerden pazar..
Belki de onu da yatağa tıktılar diyorum.
Adamın kibarlığı sinirlerimin düzelmesine yardımcı oluyor..
Aşağıya iniyorum.Banyoyu sildikten sonra, dışarıya atıyorum kendimi...
Kapı önündeki bankta Hayriye Teyze ve oğlu oturuyor. Ziyarete geldiği belli oğlunun.
Daha selam veremeden,
- Ergun Bey bi cigara ver diyor. Yakıp ta vermemi istiyor. Emre uyuyorum.
Elinde bir akıllı telefon var. Öbür elinde bir pertavsız taşıyor..
Bunun fontunu büyütebilir misin ? Benim oğlan hiç anlamıyor diyor..
Oğlu derin bir iç çekiyor... Utanıyor. Bilmezliğine değil, annesinin yaptıklarına..
Ben de anlamadığımı söylüyorum.Hatta mesaj yazmayı bile yeni öğrendim. Bir cümleyi bir saatte anca yazıyorum diyorum. Neşeleniyorlar ikisi birden...Gülüyorlar...
Geçmiş olsun hastaneden çabuk dönmüşsün diyorum.
-Sorma Ergun Bey hasta bakıcının biri az daha tecavüz edecekti diyor..
Yüzüne dikkatlice baktığımda ince bir ruj sürdüğünü görüyorum..
İşte tam o sırda oğlu koluma giriyor..Ana kapıya doğru adeta beni sürüklüyor..
- Kusura bakma abi. Annem gerçekten kafayı yedi. Bu ay 87 yaşına girdi.. Haline bi bak diyor...
Yıkık bir viraneye dönmüş oğlu...Şaşkın...Ve çaresiz..
Ayrılıyorum...
Yolda çocuksu bir gülme tutuyor beni..
Kendimden utanıyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder