Akşam üstü
Sitenin bahçesinde Şefkat Bey'e rastladım.
Endişeli ve mutsuz bir ifade vardı yüzünde..Sormaya cesaret edemedim..
Hayriye Teyzeyi evvelsi gün ambulans götürdü dedim. Amacım onu çözmek, konuşturmaktı...
Hiç oralı olmadı..
Derdi büyüktü..Besbelliydi..
Birer bira içelim mi dedi.
Sana bira , bana da bir soda alalım dedim.
Karşımızdaki Esnaf büfeye kadar birlikte yürüdük..
İki bira aldı, birde bana soda..
Tekrar eski yerimize dönüp, bir banka oturduk...
Birasını yudumlarken, bir de sigara istedi...
İçiyor muydun dedim.
Hayır kullanmıyorum diye cevap verdi..
Allah'ım bu adamın ne derdi olabilir diye, çok merak etmiştim.
İlk birayı gazoz içer gibi içti..Bankın arkasına koyarak, ikinciyi açtı...
Hızlı içtiği biranın etkisiyle, inceden konuşmaya başladı..
Oğlu gelininden, karısı Sevgi de Şefkat Bey'den ayrılmaya karar vermişler..Üzüldüm..
27 yıllık evliliğimiz sona erecek Ergun Bey dedi...
Sebep çok mu önemli, aile işlerine burnumu sokmak istemem dedim.
Hayır...Sevgi oğlumun boşanmasına benim sebep olduğumu öne sürüyor...Aslında hiç günahım yok dedi.
Peki,benim konuşmamı ister misin dedim..
Asla, o zaman daha da çıldırır..Elin adamlarına neden anlatıyorsun diye kıyameti koparır dedi.
Haklıydı, benim gereksiz sorum, beni bile rahatsız etmişti..
Konu paraydı..
Evlenirlerken Şefkat gelinine size ev alacağım diye söz vermiş. Bu sözünde durmamıştı..
Şartlar ağırlaştı, hayat umduğumuz gibi gitmedi dedi...
Ne yapmayı düşünüyorsun diye sordum...
Kafayı bulmuş olmalı ki, aman benimde Sevgi'ye ihtiyacım yok dedi...
Gitmeliyim diyerek aniden ayağa kalktı...
Olur mu öyle şey iyi düşün. Ani karar verme...Oturup bir daha konuşun dedim....
Yürüdü..
Arkasından benim sevgiye çok ihtiyacım var diyemedim...
İlk kavgamız aklıma geldi...
Katılarak güldüm..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder